LİGORİN TAVUĞU

12 Şubat 2010 Cuma




Posted by Picasa

ligorinler




12.1. Tavuk Hastalılarının Sebepleri
12.2. Önemli Tavuk Hastalıları
12.2.1. Kronik Solunum Yolları Hastalığı
12.2.2. Beyaz İshal
12.2.3. Kanlı İshal
12.2.4. Yalancı Veba
12.2.5. Kanibalizm
12.2.6. Tavuk Tifosu
12.3. Tavuk Hastalıklarından Korunma Yolları
12.1. Tavuk Hastalılarının Sebepleri
Kaliteli ve bol miktarda ürün alabilmek ancak sağlıklı hayvanlarda mümkündür. Bu sebeple hastalıların ortaya çıkış yetiştiriciler tarafından çok iyi bilinmelidir.
Hayvan hastalıkları denilince şu asla akıldan çıkartılmamalıdır.Hangi hayvan ve hastalık olursa olsun hastalığa karşı önlem almak hastalıkla uğraşmaktan daha kolay ve ucuzdur.
Diğer çiftlik hayvanları gibi tavukların da pek çok hastalığı vardır. Üstelik bunların çoğunun tek korunma yolu aşıdır. Hastalık çıktığında tedavi ya hiç yoktur; ya da çok az etkilidir.
Tavuk hastalıklarının önemli bir bölümü gözle örülemeyecek kadar küçük canlılara verilen addır. Bunlar genel olarak 3 grupta toplanır. Mantarlar bu gruplardan biridir. Bunlar da gözle görülmez ve bazıları hastalık yapar . Ancak her mantar zararlı değildir. Örneğin ; penisilin adlı ilaç mantarlardan elde edilir.
Bakterilerinde bazıları zararlıdır. Bu hayvanlarda , insanlarda ve bitkilerde hastalık yaparlar. Bazıları ise zararsızdır. Hatta yararlıdır. Sütü yoğurda veya peynire çeviren de bakterilerdir.
Virüsler ise çok küçük yapılı canlılardır. Bunlar üreyebilmek için mutlaka bir canlının vücuduna ihtiyaç duyarlar. Virüsler asalak canlılardır. Sebep Oldukları hastalıklarda genellikle tehlikeli hastalıklardır.
İşte bu mikroplar hem tavuklarda hem de diğer canlılarda hastalık yapar.Ancak her hastalık mikroplar tarafından yapılmaz. Örneğin; tavuklara verilen yem içerisinde onların ihtiyaç duyduğu besinlerin yeterince olmaması da hastalıklara sebep olur. Zamanında fark edilir ve eksik olan besinler tamamlanırsa bu tür hastalıklara sebep olur . Zamanında fark edilir ve eksik olan besinler tamamlanırsa bu tür hastalıkların tedavisi daha kolaydır.
Hayvanların ışıksız, havasız, pis, yerlerde tutulması , yemlerinin yeterince ve zamanında verilmemesi de hastalıklara sebep olur. Böylece kümes de her türlü hastalık kolayca yayılır.
12.2 Önemli Tavuk Hastalıları
12.2.1. Kronik Solunum Yolları Hastalığı
Ülkemizde çok yaygın olan bir hastalıktır. Daha çok genç hayvanlarda görülür. Hasta tavukların yumurtalarından çıkan civcivler de hasta olur. Bu civcivler başka kümeslere satılırsa kümeslere de hastalık bulaştırırlar.
Hasta tavuklarda nefes darlığı görülür. Zor nefes aldığı için başını ileri doğru uzatır ve ötecekmiş gibi bir nefes alır. Kronik solunum hastalığına yakalanmış tavuklarda ölüm oranı çok yüksek değildir. Ancak hayvanların verimi büyük ölçüde düşer. Özellikle kasaplık piliç yetiştiren kümeslerde çok büyük maddi zararlara sebep olur.
Bu hastalıktan korunmanın ilk şartı havadar ve temiz bir kümese sahip olmaktır. İyi beslenen hayvanların bütün hastalıklara karşı daha dayanıklı olacağı unutulmamalıdır.
12.2.2. Beyaz İshal
Daha çok civcivlerde görülen öldürücü bir hastalıktır. Hasta tavukların yumurtalarından çıkan civcivler de hasta olur. Ancak hayvandan hayvana da kolayca bulaşır. Kuluçka evleri dikkat etmezlerse bu hastalığı her yere bulaştırırlar . Beyaz ishal pek çok hastalık gibi yem, ilaç, kümeste kullanılan malzemeler, fare ve kuşlar tarafından diğer kümeslere yayılır. Hastalanan fakat tavuklar ömürlerinin sonuna kadar hastalık bulaştırırlar.
Hasta Tavuklar birbirlerine sokulurlar. Hızlı nefes alırlar. Kanatları aşağıya doğru sarkar. Beyaz yapışkan , köpüklü bir ishal görülür.
Temizlik kurallarına uyulması tek korunma yoludur. Kümesler iki dönem arasında boş kaldığı süre içinde çok iyi temizlenmelidir. Fare gibi hayvanlar hem bu hastalığın hem de diğerlerinin bulaşmasına yardımcı olduklarından yok edilmelidirler.
12.2.3. Kanlı İshal
Bu hastalığa tavukların bağırsaklarında yaşayan bir parazit sebep olur. Genç hayvanlar hastalıktan daha çok etkilenir.
Hastalığa yakalanan hayvanlar solgun ve halsizdir. Tüyleri kabarır, ishal görülür. Dışkıları kanlıdır. Hastalık kümese girince hızla yayılır. Ve çok sayıda hayvanın ölümüne sebep olur.
Hastalığa yol açan parazitin yumurtaları dışkı ile kümese yayılır. Gözle görülmeyecek kadar küçük olan bu yumurtalar yemlere de bulaşır. Bu yumurtaları yiyen tavuklar hastalığa yakalanır.Hastalığın olduğu kümese giren insanların ayakkabılarına ve elbiselerine bulaşan yumurtalar kolayca diğer kümeslere taşınır.
Tavukların altına serilen altlığın ıslak olması ve kümeste çok sayıda tavuk bulunması hastalığın ortaya çıkmasını ve yayılmasını kolaylaştırır. Bu yüzden altlığı sürekli kuru tutmak ve kümeste olması gerekenden fazla tavuk bulundurmamak gerekir.
Kanlı ishalin ortaya çıkmasını engelleyecek ilaçlar vardır. Bu ilaçlar düzenli olarak kullanılır ve diğer hususlara dikkat edilirse hastalığın ortaya çıkması engellenebilir. Yine de hastalık görülürse bu sefer tedavi amacıyla ilaç kullanılır.
12.2.4. Yalancı Veba
Yurdumuzda ve Dünyada çok yaygın bir tavuk hastalığıdır. Yetiştiriciler Newcastle (Nevkastıl) olarak bilirler. Virüslerin sebep olduğu bu hastalık bulaştığı kümeslerdeki tavukların %90'ını öldürebilir.
En önemli korunma yolu aşıdır. Aşı sayesinde kümesteki hayvanlar hastalığa karşı dayanıklılık kazanır. Hastalığa sebep olan virüs tavuğun vücuduna girse bile hastalık yapar.
Yalancı vebanın en sevdiği şey pisliktir. Temizliğe dikkat edilmeyen bakımsız kümeslerde çok çabuk ortaya çıkar. Kümeste birden bire ölümler başlar. Hayvanların boyun , kanat ve bacaklarında felçler görülür. Hayvanlar bitkindir. Hırıltılı nefes alırlar ve yem yiyemezler.
Hastalığın kümese girmemesi için dışarıdan alınan malzemelere dikkat etmek temizliğinden ve mikrop taşımadığından emin olmak gerekir. Kümese herkesin girmesine izin verilmemeli, sürüye dışarıdan hayvan sokulmamalıdır.
12.2.5. Kanibalizm
Tavukların birbirlerini gagalaması ve yaralanmasına sebep olan bir hastalıktır. Sebebi tam olarak bilinmemektedir. Özellikle kala balık,sıcak ve çok güçlü ışık kaynakları ile aydınlatılan kümeslerde görülür. Yemlerinin iyi olmaması, tuz başta olmak üzere bazı mineral maddelerin eksik verilmesi de kanibalizm hastalığına neden olur.
Hastalık görülen kümeslerde tavuklar birbirlerinin tüylerini yolmaya, gagalamaya başlarlar. Tavuklar yaralanır. Hastalık olan kümeslerde yemlerin daha iyi ve bol verilmesi, içme suyuna tuz konulması, sıkışıklığın önlenmesi ve iyice havalandırılarak sıcaklığın azaltılması gerekir. Yaralı hayvanlar ayrılıp yaralı tedavi edilmelidir.
12.2.6. Tavuk Tifosu
Çok tehlikeli bir tavuk hastalığıdır. Kümese bulaşınca bazen %80'e varan oranlarda ölümler görülür. Yumurta ile bulaşabilen hastalıklardandır. Yani hasta tavuğun yumurtalarından çıkan civciv de hasta olur. Bu yüzden hasta hayvanların yumurtaları damızlık olarak kullanılmaz . Tavuk tifosu ayrıca, yem ve hayvanların birbirlerine teması ile de bulaşır.
Hasta hayvanların ibikleri solar, tüyleri kabarır ve yeşil renkli bir ishal görülür.
Hastalık görülünce hemen tedaviye başlanmalıdır. Ancak tedavi her zaman mümkün değildir. Bazen bütün çabalara rağmen hayvanlar ölür. En iyisi tedbir alıp hastalığı kümese sokmamaktır. Tifodan korunmak kolaydır. Kümesleri temiz tutmak ,hastalıklı yumurtaları ve bulardan çıkan civcivleri kümese sokmamak tavuk tifosunu önemli ölçüde engeller.
12.2.7. Parazitler
Parazit, besini başka bir canlının bedeninden sağlayan canlıların genel adıdır. İç parazitler ve dış parazitler olarak ikiye ayrılır..İç parazitler, vücudun içine giren ve iç organlarda yaşayan canlılardır. Tavuklarda en çok rastlanan iç parazitler solucanlardır. Bunlar tavukların bağırsaklarında yaşar ve onların besinlerine ortak olur. Tavukların verimini düşürür. Çok fazla olurlarsa tavuklar ölür.
Solucanlar yumurtlayarak çoğalırlar. Yumurtalar tavukların dışkısı ile dışarı atılır. Bunlar , kümese yayılır. Yemlere ve sulara bulaşır. Bu yemleri yiyen tavuklar solucan yumurtasını da yutar.
Solucanlardan korunabilmek için kümesin temizliğine dikkat etmek gerekir. Hastalık ortaya çıktığında hemen veterinere başvurmalı ve verdiği ilaçlar kullanılmalıdır.
Dış parazitler, hayvanların derisine ve tüylerine yerleşir. Bunların en önemlileri bit, pire , kene ve uyuz böcekleridir. Hayvanların kanını emerler. Çok sayıda bulunurlarsa genç hayvanları öldürebilirler. Hayvandan hayvana hastalık taşırlar.
Kümeste görüldüklerinde , kümes badana edilmeli, tüm malzeme ilaçlanmalıdır. Tavuklarda bu parazitlere kullanılan ilaçlarla ilaçlanmalıdır.
12.3. Tavuk Hastalıklarından Korunma Yolları
Bir kümeste hastalık çıkıp çıkmaması büyük ölçüde temizliğe bağlıdır. Temizlik kurallarına uyulan bir kümeste daha az hastalık görülür. Çünkü hastalıklara sebep olan mikroplar temiz, havadar bir kümes de yaşayamaz.
Temiz bir kümes denilince akla gelen mikropsuz bir kümes olmalıdır. Bunun için yapılacak çalışmaların çoğu kümes boşken olur.
Her kümes belirli dönemlerde boşalır. Örneğin; besi tavukları kesime gönderildiğinde kümesler 10 gün kadar boş kalır. Bu süre içinde kümesler iyice temizlenir ve dezenfekte edilir. Bir sonraki dönem için hazırlanır.
Önce altlık değiştirilir. Eski altlık ve her türlü pislik toplanıp atılır. Kullanılan tüm malzeme ve kümesin içi dezenfekte edilir. Gerekiyorsa kümes badana edilir. Kireç çok iyi bir mikrop öldürücüdür. Sadece tavuk kümesleri değil tüm hayvan barınakları sık sık kireçle badana edilmelidir.
Yeni altlık serilmeden önce yerlere biraz sönmüş kireç serpilir. Altlık bunun üzerine yayılır. Bu şekilde kümes yeni dönem hazırdır. Mikroplar ölmüş, her yer temizlenmiştir.
Ancak kümesin mikropsuz olması yeniden mikrop bulaşmayacağı anlamına gelmez. Her kümes ilk yapıldığında mikropsuzdur. Mikroplar kümese sonradan bulaşır.
Mikropların kümese girmesi çoğunlukla hastalıklı tavukların kümese konulması ile olur. Kümese konacak civcivler güvenilir bir kuruluştan alınmalıdır. Civcivi üreten işletmelerin hastalıksız olduğundan emin olmak gerekir.
Kümese gereksiz yere insanlar girip çıkmamalıdır. Sadece bakıcıların girmesine izin verilmelidir. Giriş kapısında dezenfekten veya kireç dolu bir havuz bulunmalıdır. Kümese girerken bunun içine basılarak girilmelidir. Mikroların çoğu ayakkabılara bulaşır. Kümese ilaç havuzlarına basarak girilmesi bu yolla mikrop bulaşmasını önler.
Kümese kuş, fare, kedi gibi hayvanların girmesine de engel olunmalıdır. Özellikle kuş ve fareler pek çok hastalığı bulaştırır.
Yabancı kümeslere ait malzemelerin kullanılması da tehlikelidir. Bunlar hastalık taşıyabilir. En iyisi yabancı kümeslerde malzeme alış verişi yapmamaktır.
Görüldüğü gibi temizlik aslında çok sayıda ve uyulması şart olan kurallardan oluşuyor. Bunlardan birini ihmal etmek bile hastalıkların kümese girmesine sebep olabilir. Tavukçuluk , hastalıkların en kolay çıktığı hayvancılık kollarından biridir ve temizlik en önemli korunma yollarındandır.
Elbette hastalıklardan korunmak için yapılacak daha pek çok iş vardır. Sadece temizlik kurallarına uymak yeterli değildir.
Tavukların aşıları düzenli olarak yapılmalıdır. Tavuk aşıları sadece iğne şeklinde değildir. Çoğu yeme veya suya karıştırılır. Bunlar tavuklara kolayca verilebilir. Aşılar, tavukları hastalıklardan korumak için yapılır.. Bazı aşılar yumurtadan çıktıktan sonraki 1-2 gün içinde yapılmalıdır. Bunları genellikle damızlık işletmeleri yapar. Diğer aşıları yetiştiriciler yapmalıdır.
Hayvanları bakımlı tutmak ve iyi beslemek hastalıkların bulaşmasını ve bulaştığında verdiği zararı azaltır. Güçlü hayvanlar daha zor hastalanır.
hüseyin beyin yazısı:CİVCİV, PİLİÇ VE TAVUKLARIN BESLENMESİ
Tavukçulukta başarı, yüksek verimli hayvanların kullanılmasının yanı sıra, pazar şartlarının uygun olması, iyi bir çiftlik yönetimi, hastalık ve parazitlerden korunma, yeterli ve ekonomik beslenme gibi faktörlerle yakından ilişkilidir. Sürünün genetik potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, çevre faktörlerini oluşturan bakım ve besleme koşulları uygun olmadıkça kendisinden beklenen verim düzeyine ulaşması imkansızdır. Besleme, üretimin karlı olması açısından ayn bir önem taşımaktadır. Çünkü tavukçuluk işletmelerinde yem harcamaları, tüm harcamaların % 70'ine ulaşmaktadır. Bu nedenle kazanç getiren bir tavukçuluk için, ucuz fakat yeterli besleme zorunludur.
Ayrıca besleme gerek yumurta, gerekse tavuk etinin kalitesini de önemli derecede etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, yemin miktar ve kalitesi ile canlı ağırlık artışı, yumurta ağırlığı, deri ve yumurta sarısının rengi, vücut ağırlığı, yumurta kabuk kalitesi, yumurtanın vitamin ve yağ asidi kapsamı, tavuk eti ve yumurtanın lezzeti arasında yakın ilişki bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Tavukçulukta son yıllarda elde edilen büyük başarılarda besleme alanındaki buluşların ve bunların yem endüstrisi ile tavuk besleme pratiklerine aktarılmasının çok önemli payı vardır. Nitekim yapılan çalışmalar sonunda l kg. canlı ağırlık için harcanan yem 1.8 kg.'ı, l kg. yumurta için harcanan miktar da 2.1 - 2.2 kg.'ı pek geçmemektedir.
TAVUKLARIN BESLENME AÇISINDAN ÖZELLİKLERİ
Tavukların sindirim sistemlerinin vücut büyüklüklerine göre diğer hayvanlardan daha kısa olması ve sindirim sisteminde önemli bir mikroorganizma popülasyonunun bulunmaması göz önüne alınarak tavuk beslemede bilinmesi gereken özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir.
Tavuklar yemlerde bulunan sellülozdan yararlanamazlar. Çünkü sindirim sistemlerinde bunu parçalayacak sellüloz enzimi salgılan-mamaktadır. Ayrıca, tavuklar yemlerin ham sellüloz kesimini oluşturan lignin, pektin, ağar ve kitin gibi bileşikleri de sindiremezler.
Tavuklar genel olarak enerji gereksinimlerini karşılamak için yerler. Başka bir deyişle, bunu karşılayıncaya kadar yerler; diğer besin maddelerinin karşılanmasını ve karınlarının doymasını beklemeden yem yemeyi keserler. Buna karşın rasyonun enerji düzeyi düşük ise, fazla yiyerek açığı kapatmaya çalışırlar. Ancak, enerji düzeyi çok düşük ise, hayvanın sindirim sisteminin kapasitesi ve dolayısıyla yem yeme kapasitesi sınırlı olduğundan çok yiyerek enerji açığını kapatamaması söz konusu olabilir. Eğer rasyonun enerji düzeyi çok yüksek olursa, bu kez de hayvanlar enerji gereksinimlerini erken karşılayarak yem yemeyi kesecekleri için, rasyonda bulunan diğer besin maddelerinin alınmaması durumu ile karşılaşılabilir. Kaba bir değer vermek gerekirse rasyonun enerji kapsamının % l azalması veya çoğalmasının yem tüketiminin % 0.8 artmasına veya azalmasına neden olduğu söylenebilir.
Tavuklarda tat duygusu, koku alma duygusundan daha iyi gelişmiş olmakla beraber yine de sınırlıdır. Buna rağmen tercih hakkı tanındığında, mısır ve buğdayı, arpa, yulaf ve çavdara, açık veya parlak renkli yemleri; koyu veya mat renklilere, iri öğütülmüşleri çok ince öğütülmüşlere, hafif nemlileri kuru yemlere tercih ederler.
Tavukların yemlerde bulunan bazı toksik maddelere karşı duyarlılıkları çok yüksektir. Örneğin, rasyonlarda soya fasülıesinde bulunan tripsin inhibitörü, sorgum da bulunan tanninler, kolza küspesinde bulunan erucic asit ve pamuk tohumu küspesinde bulunan gossi-pol. Rasyonlarda bu ham maddelerin oranlarına dikkat edilmemesi tavuklarda önemli arazlar yaratır, verimi düşürürler.
BESİN MADDELERİ GEREKSİNİMLERİ
l-Enerji Gereksinimleri: Tavuklar yemdeki enerjinin tamamuı-dan yararlanamazlar. Bir miktar enerjiyi gübre ile, bir miktar enerjiyi idrar ile ve yine bir miktar enerjiyi de ekstra ısı kayıpları yolu ile kaybederler. Geriıe kalan enerji ise net enerji (NE) olup tavuklar tarafından kullanılan enerjidir.
Yemdeki enerji-protein dengesi çok önemlidir. Yüksek enerjili yemde protein de yüksek, düşük enerjili yemde protein de düşük olmalıdır. Çünkü tavuklar yüksek enerjili rasyondan az, düşük enerjili rasyondan fazla tüketerek enerji ihtiyaçlarını karşılarlar. Bu sebeple protein ihtiyaçlarını da karşılayabilmeleri için enerji-protein oranının dengede olması gerekir.
Rasyondaki enerji azaldıkça yem tüketimi artar. Düşük enerjili yemle beslenen civcivlerde büyüme durur, yaş depolan azalır. Vücutta az miktarda depo edilen glikojen kullanılır, onu takiben yaşlar ve son olarak vücut proteinleri kullanılır ve hayvan ölür.
2-Protein Gereksinimleri: Proteinler aminoasitlerden oluşur. Aminoasitler yüksek molekül ağırlığına sahip organik bileşiklerdir. Tavuklar ruminantlar gibi kendileri için zorunlu olan aminoasitleri sentezleyebilme yeteneğine sahip değillerdir. Özellikle 13 aminoa-sidin yemlerle birlikte verilmesi zorunludur. Bunlar arasında 2 aminoasit rasyonlarda sık sık eksik kalmaları nedeniyle bir ayrıcalığa sahiptir. Bunlar lizin, metiyonin dir.
Yumurta tavuğu rasy onlarında % 15-18 ham protein olmalıdır. Tek mideli olan tavuklarda proteinin miktarından çok kaynağı ve kalitesi önemlidir. Proteinin kalitesi; sindirilme oranı ve aminoasit miktarıyla ilgilidir. Aminoasit ihtiyacının optimum düzeyde karşılanabilmesi için rasyonda birden fazla protein kaynağının kombinasyonu gereklidir.
3- Mineral Madde Gereksinimi: Tavuklar hayatlarının her döneminde belirli miktarlarda mineral maddeıe gereksinme duyarlar. Bunlar içerisinde en önemlileri kalsiyum ve fosfor' dur. Kalsiyum tek başına değil fosforla birlikte bulunur. Civciv ve piliç rasyonla-rında genellikle % l kalsiyum, % 0.5 fosfor bulunur. Yumurta tavuğu rasyonlarında ise % 3-4 kalsiyum, % 0.7-1 fosfor bulunur.
Kalsiyum eksikliğinde yem tüketimi azalır, büyüme geriler, bazal metabolizma yükselir, aktiviteler azalır, raşitizm görülür, anormal duruş ve yürüyüş olur, yaşam kısalır, yumurta verimi düşer ve yumurta kabuğu incelerek kalitesi bozulur.
4- Vitamin Gereksinimi: Vitaminler yaşam için gerekli esansiyel maddelerdir. Canlı hücrede cereyan eden her kimyasal reaksiyonda bir veya daha fazla vitamin etkili olmaktadır. Vitaminler iki gruba ayrılır. Bunlar ,
a. Yağda eriyen vitaminler ( A, D, E ve K vitaminleri )
b. Suda eriyen vitaminler ( B grubu vitaminleri ve C vitamini) Yağda eriyen vitaminler vücutta karaciğerde depolandığı halde suda eriyen vitaminler önemli ölçüde depolanamazlar.
Bütün vitaminlerin, rasyondaki ham maddelerle karşılanması mümkün değildir. Bu nedenle eksiklikler çeşitli firmalar tarafından çıkarılan premikslerle karşılanmaktadır. Özellikle bunlardan vitamin B12 'nin hayvansal kökenli yemlerde bulunması, rasyona mutlaka hayvansal kökenli ham maddelerin katılmasını gerektirmektedir.
5-Yağ Gereksinimi: Karbonhidrat ve proteinlerden 2,5 kez daha fazla enerji içeren yağlar, yalnız broiler rasyonları için değil yumurta tavuğu rasyonlanna da belirli oranlarda katılır.
Bunun nedeni, konsantre enerji kaynağı olmalarının yanı sıra, tozuman önlemeleri, yemin lezzet ve görünümünü iyileştirmeleri, pe-letlemeye yardımcı olmaları, yem makinalarını doğal yollarla yağlayarak yıpranmalarını önlemeleri, esansiyel yağ asidi kaynağı olmaları ve yağda eriyen vitaminleri taşımalarıdır.
6-Su Gereksinimi : Su vücutta birçok metabolit olaıın yürütülmesinde görev alır. Besin maddelerinin ve metabolitlerin vücudun bütün hücrelerine taşınması ve hücrelerden atık maddelerin atılmasını sağlayan kan, hücre arası ve hücre içi sıvıların temel maddesidir.
Toplam vücut suyu miktarı; civciv döneminde % 70, ergin dönemde % 55 ve kan plazmasında % 90' dır. Yumurtanın % 60' ı sudur ve bir yumurta vücuttan 38 gr. su çıkarır.
Bir tavuk tükettişi 100 gr. yem için 200 mi. su içer. Sıcakta bu oran 250-300 mi.'ye çıkar. Normal su tüketiminin % 20 azalması yem tüketimini düşürür.
CİVCİVLERİN BESLENMESİ
Yumurtacı civcivler yumurtadan çıktıktan sonra ilk 6 hafta civciv yemi ile beslenirler. Civciv yeminin enerji ve protein düzeyi yüksektir. Bunun nedeni hızlı bir büyüme dönemi olan civciv döneminde, büyüme için yeterli besin maddelerinin sağlanmasıdır. Bu dönemde rasyonun en az % 20 protein 2800 kcal./ kg. metabolik enerji içermesi gerekir.
Civcivlere yedirilecek yemler ince yem formunda olmalıdır. Pe-let yemler kırılarak veya ezilerek verilmelidir. Kırılmış peletlerin iri taneli olması kadar, ince yemin fazla ince öğütülmüş olması da sakıncalıdır. İnce yemler gagaya yapıştışı için civcivler tarafından yeterince tüketilemezler.
Civcivler yerlerine gelmeden önce % 3-5 oranında şeker ihtiva eden su hazırlanarak suluklara doldurulmalıdır. Yem yemeden önce hayvanların bu sudan içmeleri sağlanmalıdır, şekerli suyun amacı boş olan barsaklardaki atık maddelerin atılması ve yumurtadan yeni çıkmış olan civcivlere enerji vererek dirençlerinin arttırılmasıdır. Civcivlere ilk gün verilen şekerli su ikinci gün bitmemişse dökülür, şeker mikrobiyal faaliyetler için uygun bir ortam oluşturduğu için suluklar iyice yıkanır ve temiz su ile doldurulur. Civcivlere bu şekerli suyu içmelerinden 2-3 saat sonra yem verilir. Civcivlerin dışkıları ilk birkaç gün içerisinde fazla suludur. Sulu dışkı civcivlerin arkasına yapışarak kurur ve geriyi tıkar. Bu durumu önlemek için civcivlere kırılmış mısır verilmesinde fayda vardır. Bunlar yemliklere koyduğumuz yemin üzerine serpilir. Uygulama 2-3 gün sürdürülür.
Civcivlere yem yemeyi öğreninceye kadar özen gösterilmelidir. Önlerinde sürekli ve en kolay ulaşabilecekleri yerde yem bulundurulması gerekmektedir. Civcivlere ilk günlerde yemlemek için özel ekipmanımız yoksa, tablalar veya viyoller kullanılabilir. 100 civcive 2 viyol yeterlidir. Civcivlerin yem yeme durumları sık sık kontrol edilerek, aydınlatma ve ısıtmanın iyi bir şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Yemlikler soğuk bir ortamda ise civcivler buralara gitmek istemezler. Aç kalmaları halinde geüşmez ve ölümlere varacak kadar canlı ağırlık kayıpları görülebilir. Civcivlere daima kaliteli yem yedirilmeli ayrıca bir katkı yapılmamalıdır. İlk günlerde kullanılan viyol veya tablalar üçüncü günden itibaren kademeli olarak bir hafta içerisinde değiştirilerek normal yemliklere geçilmelidir. Askılı yemlikler ilk günlerde yere konulmalı, yavaş yavaş yükseltilmelidir.
PİLİÇLERİN BESLENMESİ
6 haftanın sonunda yumurta civciv yeminden, piliç büyütme yemine geçilir. Piliç büyütme yemi 7. haftanın başından 13. haftanın sonuna kadar piliç büyütme yemi 14. haftadan 18. haftaya kadar piliç geliştirme yemi verilir. Piliç büyütme yemi en az % 16 protein ve 2750 kcal./kg. metabolik enerji, piliç geliştirme yemi ise en az % 13 protein ve 2750 kcl./kg. metabolik enerji içermelidir.
Tavuklar iç güdüsel olarak alıştıkları bir yemden, başka bir yemi yemek istemezler. Ani yem değişikliğinde strese girerler. Civciv yeminden piliç yemine, piliç yeminden tavuk yemine geçişte yada diğer yem değişikliklerinde yem bir haftalık süre içinde değiştirilmelidir. Eski yemle yeni yem karıştırılarak verilir. Eski yemin miktarı ilk gün % 70 olmalıdır. Bu miktar her gün azaltılarak bir hafta sürede tedricen yeni yeme geçirmelidir.

PİLİÇLERDE SINIRLI YEMLEME
Sınırlı yemleme ile cinsi olgunluk yaşının ve canlı ağırlığın kontrol altına alınması bir sonraki dönemde hayvanın verimi ve sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapmaktadır. Sınırlı yemleme ile piliçlerin yaşlanmaya çok yatkın oldukları dönemlerde, bu eğilimleri kontrol altına alınmaktadır. Yağlanma verimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında yem maliyeti de azalmaktadır. Sınırlı yemleme değişik şekillerde uygulanmaktadır. Bunların başlıcaları;
l-Verilen yem miktarının azaltılması,
2-Günlük yemleme süresinin azaltılması,
3-Haftanın belirli günlerinde aç bırakma,
4-Yemin enerji veya protein düzeyinin azaltılması.
Sınırlı yemlemeye 7. haftadan 18. haftaya kadar devam edilebilir. Sınırlı yemleme uygulandığı sırada beklenmedik kötü bir etki görülürse, serbest yemlemeye geçilir. Sınırlı yemlemenin başlıca faydaları şunlardır;
1- Toplam yumurta verimi artar,
2- Özellikle ilk dört hafta yumurta ağırlığı fazladır,
3- Yemden yararlanma olumlu yönde etkilenir,
4- Yumurta verim döneminde ölüm oranı azalır,
5- Hayvanlar daha az yem tüketeceği için yem masrafları düşer. Piliçlerde sınırlı yemlemeye başlamadan önce sürünün üniform olmasına dikkat edilmelidir. Piliçlerin sağlıklı gelişmesi ve istenilen verim düzeyine beraber ulaşması için bir örneklik (üniformite) sağlanmalıdır. Bunun için hayvanlar 5-6. haftalardan itibaren periyodik olarak tartılmalıdır. Tartılan piliçlerin ortalaması alınır ve bu ortalamanın %10 altı ve % 10 üstü sınır olarak kabul edilir. Bu sınırların içerisinde olan hayvanların oranı %80 ve üzerinde ise Uniformite olumlu demektir. Uniformite ne kadar yüksek ise yumurtlama döneminde pik verimi o kadar iyi olur.
TAVUKLARIN BESLENMESİ
18. haftadan sonra birinci dönem yumurta tavuk yemine kademeli olarak geçilmelidir. Bu yem 42. haftaya kadar verilir. Daha sonraki verim çağında ikinci dönem yumurta tavuk yemi yedirilmelidir. Ülkemiz şartlarında yumurtacı bir tavuğun günlük yem tüketimi 110 - 125 gr.'dır. Bu miktar tavuk cinsine, yemlik sistemine, yem kalitesine, ısı derecesine ve yumurta randımanına göre farklılık gösterir. Yumurta tavuğu rasyonları birinci dönemde (20 - 42. hafta) en az % 16 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji, ikinci dönemde (42 - 74. hafta) % 15 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji içermelidir.
TAVUK BESLEMEDE GRİT KULLANILMASI
Kullanılan gritin büyüklüğü hayvanın yaşı ile ilgilidir. İlk hafta ince, 10. haftaya kadar orta, daha sonra iri grit kullanılmalıdır. Grit ilk hafta yemin üzerine serilir. Daha sonra 100 tavuğa yarım kilogram olacak şekilde ayrı bir yemlikte verilir. Grit yeterince küçüldükten sonra taşlıktan ileri bölümlere giderek vücuttan atılır. Grit yem tüketiminde % 10-15 azalma sağlar ki bu oran maliyet açısından çok önemlidir. Çok ince öğütülmüş yemlerin taşlıkta meydana getirdikleri erozyonlar ve hemoraji grit verilerek düzeltilir. Yeterli grit alınamaması durumunda altlıktaki tüy ve benzeri fibröz yapıdaki maddeler yenir ve taşlıkta topaklanmalar olur. Bu yüzden tavuklar ilk haftadan itibaren başlanarak yumurta dönemi sonuna kadar mutlaka uygun ebat ve miktarlarda grit verilmelidir.
YEM ALIMI VE DEPOLAMA
Hayvanların tem tüketimi önceden hesaplanarak, yem siparişleri zamanında verilmelidir. 15 günden fazla yetecek yem alınmamalıdır. Yem getiren araçlar işletmeye girmeden önce mutlaka dezenfekte edilmelidir. İhtiyaçtan fazla alınan yem bayatlar. Aldığımız yemin bayat olmaması için üretim tarihine bakmakta yarar vardır. Küçük sorunlar yüzünden yem alınan bayi veya fabrika sık sık değişti-rilmemelidir. Her fabrikanın kullandığı ham madde aynı değildir. Bu nedenle yemin yapısındaki besin maddeleri aynı olsa bile, hayvanlar bu yem değişikliğinden olumsuz yönde etkilenecektir. İyi bir karma yem nemsiz, akıcı, burnu rahatsız edici kokusu olmayan yemdir. Yemlerin un gibi ince olması veya çok iri taneli* olması istenmez. Ayrıca homojen bir şekilde karıştırılmış olmaları gerekir. Yem torbasının üzerinde yemin cinsini tanımlayan kart mutlaka bulunmalı, kullanılmamış bir ambalaj maddesi içerisine konmuş olmalıdır.
Yem deposu kuru, havadar ve temiz olmalıdır. Yem çuvallarının altına tahtadan bir ızgara konulursa, yemlerin alttan bozuşması önlenir. Yem istifleri ile duvar arasında en az 10 cm. boşluk bırakılmalıdır. İstifler 5 çuvaldan fazla yükseltilmemeye çalışılmalıdır. Zararlılarla iyi bir mücadele yapılmalıdır.Posted by Picasa

ligorinler

Posted by Picasa

11 Şubat 2010 Perşembe

LİGORİN



LİGORİNTAVUKLARI

Ligorin yumurta verimi yüksek bir tavuk cinsidir.Kendisi küçük bir yapıya sahip olup yumurtası büyüktür.